14 Haziran 2010 Pazartesi

Adım -2


Baş etmeye çalıştıkça sessizliği tercih ediyorum.... demiştik değilmi!
Sessiz kalmak, sessizce olan biteni uzaktan izlemek bir o kadar olayın içine dahilken..
"Benim kaderim bu, öylece karşına oturup seyrediyorum yüzünden geçen zamanları..." der yazarımız. Evet sessizce seyretmek.Zaman nasıl acımazsızıdır, zamana karşı sevda sözleriyle direniz belkide!
Bugün yine özledim seni, özlemek tek hissim oldu ne çare, ne sesini duydum ne yüzünü gördüm. Bugün oldugu gibi belki yarında sadece özlem duygusu ortaklık edecek yaşadığım güne. Sonuna kadar sadece özlem duyacagım bu yaşanmamış aşka, olanaksızlık durumu sebebiyle.. Burada nokta(.) olanaksızlık kelimesi girdi araya sözlerim sustu...

Aslında kendimize sorduğumuz sorulardan daha fazlası değiliz hiçbirimiz...

12 Haziran 2010 Cumartesi

Adım-1


Mükemmel hikaye benzersiz olandır dedik... Yaşanmışlıklar benzersizliğe ragmen ortak nokta barındırır dedik. bu hikaye de belki sizin hikayenizin benzeri... Ama benim yaşadığım mükemmel bir hikaye bu tüm olanaksızlıklara rağmen...Hikaye ye nereden başlanırki bilmem bir varmış bir yokmuş deriz ya hep benimkide öyle bir şey belkide. Ama ben şöyle başlıyayım.. Bir o kadar yakınken bir o kadar uzak iki kişinin hikayesi bu;
Bugün yine karşımdaydın bir o kadar yakın ama bir o kadar uzak, içinde neler yaşıyorsun neler söylüyorsun anlıyordum seni, ya sen! sende anlıyorsun beni biliyorum. Ama ikimizinde bildigi ortak nokta olanaksızlık durumu. Bu yüzdendir belki sessiz haykırışlar, gözlerle anlaşmalar. Ah içimde neler kopuyor ruhum neler söylüyor bir anlatabilsem sana diyorum ama ne farkeder ki "olanaksız" kelimesi giriveriyor araya susuyorum... Sustukça agrıyorum. Sen kalbimde kimsenin bilmediği bir ağrısın bunu çok iyi biliyorum. En derinden hissediyorum bu ağrıyı, içiyorum içtikçe artıyor ağrım, hani belki düşünmeden dururum diyorum , bu düşünceye inat düşünüyorum. Çoğalıyorsun içimde, susturamıyorum beynimi. Belkide uzak durmak tek çaresi biliyorum ama bunuda yapamıyorum.
"Olanaksızlık" durumu farkıdayım senin ama duygularımı yaşamak rest çekiyor sana...
Uzun zamandır heyecan ve olanaksız ifadelerini bir arada düşünmemiş bu duyguları yaşamamıştım. Ben istedikten sonra herşey olanaklıdır benim için derdim. Ama işte karşılaştım, yaşıyorum ve şimdi baş etmeye çalışıyorum....
Baş etmeye çalıştıkça sessizliği tercih ediyorum....

Olanaksızlık



İnsan yaşadıklarını paylaştıgını düşünür.. bu kimi zaman en yakın arkadaş kimi zaman hiç tanımadıgı bir yabancı! Ama hep içerde bi yerlerde gizli kalan bir sır her zaman vardır. Paylaşılmaz bu sır sadece kendin yaşar kendin hissedersin. Bazen bir mimik , bazen kısa bir cümle, bazen kaçamak bir bakış ele verir bu sırrı.. Ama anlayanda belli etmez farkındalığını... Olanaksızlık durumu girer araya her neyse bu sır... Vardır herkesin böyle bir hikayesi. Mükemmel hikaye ise burada benzersiz olandır. Her yaşanılan özeldir kişiye sanki sadece kendi yaşamaktadır bu olanaksızlık durumunu... hepimimizin vardır benzersiz bir o kadar biribirine benzeyen bir hikayesi ...
bu Hikayede bunlardan biri işte... Okuyanda bende yaşadım hissi yaratacak...
Hikaye başlıyor..... bir sonraki adımda..

26 Mayıs 2010 Çarşamba

ANLATAMIYORUM




Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.


(ORHAN VELİ KANIK)

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Özlüyorum...




Günbatımında başlıyor özlemim. Kalınca kendimle baş başa, bir yalnızlığım, birde özlemim. Dinledigim şarkılar ortak olur özlemime. Sonra bir şarkı geliyor aklıma, Söylüyorum ama ulaşmıyor ki sana. Bilki özlenensin. Sonra ardından bir sigara yakıyorum sonra bir tane daha bir tane daha... Baktım olmuyor, bulamıyorum bir çare atıyorum kendimi sahile...Denizin huzuruna ortak olmak niyetiyle.

İçim özlem yüklü yüreğimde bir derin acı bekliyorum.Dedim ya yalnızsın ne denizin kokusu ne de batan güneşin sarı sıcagı dindiriyor özlemimi. Sonra haykırmak istiyorum içinden ama, olmaz!. Kızıp duruyorum kendime. ve Uyku son çare bu özlemi dindirmeye.Uyku saatlerinde geçiyor zaman en kolayından. Fakat sabah kalktığında geceden kalma hüznün hala damarlarında dolaştığını hissediyorsun.. Sonra iş güç derken uzaklaşıveriyor damarlarında dolaşan bu serseri hüzün… Rahatlıyorsun..

Ama aklıma geliyor ki, gün batımında başlıyacak yine özlemim...

Yıllanmış yaşananlar...



Yıllanmış yaşananlar içinde, Ne sevdalar kalmış yüreğimde Silinmemiş içimde boşluk, Olmuş olanlar geçmiş sevdalar,Zaman akarken uçmuş o yıllar Kalan şimdi kalpteki acılar,korkuyla maziye bakmaktalar. Mazi geride kalmalı belki de yeni güzellikler katmalı hayata. Korku yine aynı acıları yaşama korkusumu!, çekingen kılıyor beni. Bir adım atsam yola devam edecegim belki de. Bir aşk şarkısı düştü dilime,heyecan veren duygular kapladı benliğimi.Düşlerimi zorlayan bir kadının bir erkeğe ya da bir erkeğin bir kadına olan aşkıydı.

21 Mayıs 2010 Cuma

Sevdaya dahil...


Ah sevgili, seni yaşayamadıkların yargılamadı mı hep?İçinde büyüttüğün hep yaşayamadıkların olmadı mı? Gün geldi “anlar, umutlar” hayal kırıklıklarının peşi sıra sevdaya dahil izleri silip geçti bir kentin ortasındaki yalnızlığından... Oysa benim yalnızlığım hala sevdaya dahil...